sanal kumar, bahis, şans, talih oyunları ceza davaları
Maddelerine vurgu yaptıktan sonra, “Bu kurallara göre, Anayasada idari ve adli yargının ayrılığı kabul edilmiştir. Bu ayrım uyarınca idarenin kamu gücü kullandığı ve kamu hukuku alanına giren işlem ve eylemleri idari yargı, özel hukuk alanına giren işlemleri de adli yargı denetimine tabi olacaktır. Buna bağlı olarak idari yargının görev alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevlendirilmesi konusunda yasa koyucunun geniş takdir hakkının bulunduğunu söylemek olanaklı değildir.”[47] Nitekim AYM benzer gerekçelere, daha önce imar para cezalarına karşı sulh ceza mahkemesini görevli kılan 3194 sayılı yasanın 42. Maddenin iptaline ilişkin kararında yukarıda anılan gerekçenin devamında “daha ağır suç oluşturan eylemler için verilen idari para cezalarına karşı yapılacak başvurularda konunun idari hukukundan çok ceza hukukunu ilgilendirmesi nedeniyle adli yargının görevli olması doğaldır” görüşüne de yer vermiştir[49]. Ancak bu düşünceyi de kabul etmek Anayasanın yargı ayrılığı tercihi karşısında olanaksızdır. Hatta, bu görüş yasa koyucunun son zamanlarda pek çok adli cezayı idari cezaya dönüştürmesi ve kabahat nevinden suçları TCK kapsamından çıkarıp idari suça (kabahat) dönüştürmesi iradesi ile de çelişmektedir. Yasa koyucunun bu tercihi ile basit bazı suçlarla ceza yargısının meşgul olmaması, idari tedbir ve cezalarla konuya müdahale edilmesi tercih edilmiştir.
Çünkü İngiltere’de bahis operatörleri bahislere pey sürme işleminin telefonla yapılabileceğini öngörmüştür bu nedenle telefon arayıcılığı ile yapılabilen pey sürmenin online bir sistem ile yapılmasında sakınca görülmemiş ve online bahis sitelerine lisans vererek hukuki olarak ta bu sitelerin faaliyet göstermesine izin verilmiştir. Bir diğer form olan kumarlardan bahsegel indir , bingo ve bir çok piyangonun internet üzerinden oynanmasını düzenlenen kanunlar ile illegal kabul edilip lisans verilmemektedir. Özellikle piyango biletlerinin internet üzerinden satışına -piyango biletinin bir makine tarafından satılamayacağı gerekçesi ile – karşı çıkmış ve kanunlarla yasaklamıştır. Tarafların bildirdiği delillerin toplanması için gerekli işlemlerin yapılmasına karar verilir. Tanıklara duruşma gününü bildirir davetiye tebliğine, taraflar arasında görülmekte olan bir soruşturma ya da ceza soruşturması var ise dosyaya getirtilmesine, banka kayıtlarının mahkemeye gönderilmesi için bankaya yazı yazılmasına vs. dair kararlar verilir. Madde 73 – İçişleri Bakanlığınca, derneklere ilişkin iş ve işlemleri yürütmek, hizmetleri görmek üzere merkezde Emniyet Genel Müdürlüğünde ve her ilde il emniyet müdürlüklerinde dernekler birimi oluşturulur. Bu birimlerin kuruluş, görev ve yetkileri ile 15 inci maddeye göre tesis edilecek Dernekler Kütüğünün şekli, düzenleme ve kayıt esasları İçişleri Bakanlığınca hazırlanacak yönetmelikle belirlenir. Madde 71 – Türkiye Kızılay Derneği, uluslararası anlaşmalarla tayin edilen nitelik ve duruma göre düzenlenen ve Bakanlar Kurulunca onaylanmış olan tüzüğüne ve özel kanunların verdiği görev ve yetkilere göre teşkilatlanır ve yönetilir. Türk Hava Kurumu Bakanlar Kurulunca onaylanmış tüzüğüne ve kanunların verdiği görev ve yetkilere göre teşkilatlanır ve yönetilir.
- Çalışmamızın konusu oluşturan ödeme kaydedici cihazlar da dijitalleşen dünyanın sunmuş olduğu yeniliklerden bir tanesi olarak ortaya çıkmaktadır.
- Kimliği saklıtutulan tanık, tanıklık ettiği olayları hangi sebep ve vesile ile öğrenmişolduğunu açıklamakla yükümlüdür.
- Esasen istinaf dilekçesinde sebep belirtilmesi zorunlu olmayıp, Bölge adliye mahkemesi istinaf dilekçesinde sebep belirtilmemesi durumunda dahi HMK m.355 çerçevesinde (kamu düzenini ilgilendiren sebepler kapsamında) inceleme yapabilir.
- Böylece, idari yargı yolu için ya yasada açıkça idari yargın görevlendirilmesi ya da idari yargının görev alanına giren bir işlemin de tesis edilmiş olması gerekmektedir.
Maddesinin ilk 18 fıkrasında kaçakçılık suçlarının tanımlarının yapıldığı, maddenin 19 ve 20. Fıkrasında suça teşebbüsün cezası ile tamamlanmış suçun cezasının aynı olduğu ve 22. I- GirişKişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı′nın ilk hali, kişisel verilerin korunması ve dokunulmazlığı hakkı yönünden daha olumsuz hükümler içermekte idi ki, Tasarının ilk halini daha önce inceleyip tartışmıştık. Bu yazımızda, Tasarının ilk hali ile son halini karşılaştırmalı incelemek yerine, kişisel verilerin korunması … 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Malın değerinin az olması” başlıklı 145. Maddesine göre, “Hırsızlık suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, suçun işleniş şekli ve özellikleri de gözönünde bulundurularak, ceza vermekten de vazgeçilebilir”.
Uygulamada ortaklığın giderilmesi davasını gören mahkemenin bazı davaların sonucunu beklemesi gerektiği kabul edilmektedir. Gönül kimsenin tutuklanmamasını, tutuklanmışsa da bir an önce tahliye edilmesini ve tutuklu yargılamasının makul sürede tamamlanmasını ister. Eski olumsuz örnekler dayanak alınarak, güncel hukuka aykırılıkların masumlaştırılması hukuki ve meşru olmaz. Adalette kaçmayı ve delil karartmayı önleme amacı taşıyan, cezaya dönüştürülmemesi gereken tutuklama tedbiri konusunda iyi sınav vermediğimiz, keyfi, gerekçesiz ve uzun tutukluluk sorunlarının devam ettiği bilinmektedir. Bu sorunlar, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı rahatsız etmeye devam etmektedir. Ancak şimdi bir sorun daha kendisini göstermiştir ki, yasal boşluk iddiası ile asliye ceza mahkemesi tarafından soruşturma aşamasında, yani dava başlamadan tahliye kararı verilebileceği ileri sürülmektedir. Tutukluluğun hukuka aykırılığı iddiasını bir yanlışla gidermeye çalışmak, yargı sorunlarını ve bu alanda yaşanan farklı uygulamalar ile çatışmaları şiddetlendirmekten başka bir işe yaramayacaktır. Soruşturma aşamasında cumhuriyet savcısının, şüphelinin adli kontrol tedbiri tatbik edilmek suretiyle serbest bırakılmasını sulh ceza hakiminden talep etmesi, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 103. Fıkrasında düzenlenmiş olup, buna göre savcı; istemini sulh ceza hakimine yöneltir, sulh ceza hakiminin istemi uygun görmesi halinde şüpheli, uygun görülen bir adli kontrol tedbiri tatbik edilmek suretiyle serbest bırakılır. Bu hükmün tatbikinde; hiç tutuklu olmayanın adli kontrole sevkinde bu taleple bağlı olmayan hakim, tutuklu olup da adli kontrol altına alınarak serbest bırakılması cumhuriyet savcısı tarafından talep edilen şüphelinin adli kontrol tedbiri uygulanmaksızın bihakkın salıverilmesi mümkün değildir. Hakimin talebi kabulü zorunlu olmadığı düşünülse de, talebin konusu ile bağlılığın CMK m.103/1 çerçevesinde ele alınması gerekir.
(2) İştirak halinde işlenmiş bir suç nedeniyle mahkûm edilmiş olanlara,sebebiyet verdikleri yargılamagiderleri ayrı ayrı yükletilir. (2) Yargılamanın yenilenmesi istemi hükümlünün lehine olarak yapılmışsa,yeniden verilecek hüküm önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır bircezayı içeremez. (3) İkinci fıkrada sayılan kişilerin yokluğu hâlinde, Adalet Bakanı dayargılamanın yenilenmesi isteminde bulunabilir. (2) Ölenin eşi, üstsoyu, altsoyu, kardeşleri yargılamanın yenilenmesiisteminde bulunabilirler. (2) 309 uncu madde gereğince Adalet Bakanı tarafından başvurulduğunda buyetki, artık Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından kullanılamaz. D) Hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektiriyorsa cezanınkaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektiriyorsa bu hafifcezaya Yargıtay ceza dairesi doğrudan hükmeder. F) Artırma veya indirim sonucunda verilecek ceza süresi veya miktarınınbelirlenmesinde maddî hata yapılmış ise. A) Olayın daha ziyade aydınlanması gerekmeden beraate veya davanındüşmesine ya da alt ve üst sınırı olmayan sabit bir cezaya hükmolunmasıgerekirse. (2) Temyiz, sanık tarafından yapılmış ise, ek dilekçe kendisi veyamüdafii tarafından imza edilerek verilir. D) Mahkemenin kanuna aykırı olarak davaya bakmaya kendini görevli veyayetkili görmesi.
Proje çerçevesinde yapılacak harcamaların bir bankada açılacak ortak bir hesaptan yapılması, harcamaların belgelendirilmesi ve bu belgelerin asıl suretlerinin dernekler ile ilgili kamu kurum ve kuruluşunda saklanması zorunludur. Bu derneklerin defter ve belgelerini tasfiye kurulu sıfatıyla son yönetim kurulu üyeleri saklamakla görevlidir. Sandık yönetim kurulu, dernek yönetim kurulunca verilecek yetkiye dayanarak, sandıkla ilgili konularda mahkemeler ve idare makamlarında sandığı temsil edebilir, sandığa izafeten her türlü hukuki tasarrufta bulunabilir. Mikrokredi ve diğer borç para alacaklardan istenecek hizmet bedeli veya faiz oranları yönetim kurulu kararı ile belirlenir. Sürenin dolmasını müteakip faaliyetten men edilen lokalin tekrar açılmasında da açılış tarihi ve saati yazılarak, açma ve teslim tutanağı, dernek yönetim kurulu başkanı veya görevlendirilecek yönetim kurulu üyesi ile lokal müdürü tarafından imzalanır. Madde 64-Lokalden yararlanacak üyelere, dernek üyeliğine kabul kararının tarih ve sayısı ile dernek başkanının imzası bulunan lokal kimlik kartı verilir. Üyeler lokalde bulundukları sürece bu kimliği üzerlerinde taşımak ve denetimler sırasında bu kartı göstermek zorundadırlar. Madde 59-İl merkezlerinde açılacak lokallerin iş ve işlemleri il dernekler müdürlüklerince, diğer ilçelerde açılacak lokallerin iş ve işlemleri ilçe dernekler büro şefliklerince yürütülür. Büyükşehir belediyesi sınırları içinde kalan ilçelerde ise bu görevler, kaymakamlık yazı işleri müdürlüklerince yerine getirilir. Lokal olarak açılacak yerin ve bulunduğu binanın fenni ve yangın güvenliği ile toplum sağlığı ve çevre bakımından belediyece, genel güvenlik ve asayişin korunması yönünden kolluk kuvvetlerince incelenmesi istenir. Gerek görülen hallerde, ayrıca ilgili diğer kurum ve kuruluşlardan inceleme yapılması istenebilir. Madde 52-Kamu yararına çalışan derneklerin, denetimler sonunda bu niteliklerini kaybettiği anlaşılırsa; Maliye Bakanlığının ve varsa ilgili bakanlıkların görüşü alınarak, Bakanlığın teklifi ve Bakanlar Kurulu kararıyla haklarında alınan kamu yararına çalışan derneklerden sayılma kararı iptal edilir.
CMK m.135 ila 138’de, iddiaya konu suçla ilgili somut delillere ulaşma veya elde edilen somut delilleri desteklemek suretiyle suçun azmettiricisine veya yardım edenine ulaşma veya şüpheli veya sanığın yakalanabilmesi için telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi kabul edilmiştir. Örgütlü suçlardan mahkum olanların açık ceza infaz kurumlarına ayrılması usulü; 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun m.14 uyarınca çıkarılan Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliği m.6/2-ç’de düzenlenmiştir. Bu hükme göre; iyi halli olan ve koşullu salıverilmesine bir yıldan az süre kalan hükümlülerin, bağlı oldukları örgütten ayrıldıklarının ceza infaz kurumu idare ve gözlem kurulu kararı ile tespit edilmesi gerekmektedir. Uygulamada; kişiler hakkında uygulanan tutuklama tedbirine son verildikten sonra aynı tutuklama sebebi esas alınarak ve Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Tutuklama nedenleri” başlıklı 100. Maddesinde öngörülen şartlar sağlanmadan ikinci kez tutuklama tedbiri tatbik edildiği görülmektedir ki, “ikiz tutuklama” adı ile de bilinen bu uygulama “hukuk güvenliği” ilkesine aykırılığa ve hukuka duyulan güvenin toplumda zayıflamasına yol açmaktadır. Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin 13. Bu yazımızda incelenecek olan hukuki sorun; ceza muhakemesinin kovuşturma evresinde yapılması zorunlu olan ve sanık için, hem bir hak ve hem de bir yükümlülük niteliği taşıyan sorgunun, sanığın talebi üzerine SEGBİS vasıtasıyla yapılıp yapılamayacağına ilişkindir. Bu yazımızda incelenecek konu, idari yargı tarafından verilen kararların yerine getirilmemesi durumunda kişilerin hangi yasal yollara başvurabileceği ve kararların uygulanmamasından doğan mağduriyetlerini ne şekilde giderebilecekleridir.